Reklam

Evrim: Evrim Nedir, Nasıl Çalışır, Bize Etkisi Nedir, Bilimsel Açıdan Değerlendirilmesi, Evrimi ya da Aksinin Örnekleri

EVRİM
İlk başta merakınızı gidereyim, aradığınız cevabı bu yazıda bulacaksınız. Uzun bir süre yazı yazmamamın sebebi bu konuyu araştırmaktan dolayıydı. Evrim hakkında bilimsel verilere Türkçe ulaşmakta sıkıntı çektiği için bu yazımın ana kaynakları yabancı laboratuvarlar ve makaleler. Hepsinin tarafsız ve kesin kanıtlarla birlikte olmasına özen gösterdim. Kaynaklarımı merak eden olursa asriilim@gmail.com 'dan ulaşsın bana lütfen. 
Yazımın içeriği şu şekilde olacak:
  1-     Evrim Nedir? 
  2-     Nasıl Çalışır?
  3-     Bize Etkisi Nedir?
  4-     Bilimsel Açıdan Değerlendirilmesi?
  5-     Evrimi ya da aksinin örnekleri? (Sıkça sorulan sorular dahil)
Evrim


Evrim Nedir?
Evrim, biyolojide canlı türlerinin nesilden nesile kalıtsal değişime uğrayarak ilk halinden farklı özellikler kazanma sürecidir. Bazen dünyanın evrimi, evrenin evrimi gibi kavramlardan ayırmak amacıyla organik evrim ya da biyolojik evrim olarak da adlandırılır. Evrim, modern biyolojinin temel taşıdır. Bu teoriye göre hayvanlar, bitkiler ve Dünya'daki diğer tüm canlıların kökeni kendilerinden önce yaşamış türlere dayanır ve ayırdedilebilir farklılıklar, başarılı nesillerde meydana gelmiş genetik değişikliklerin bir sonucudur.

Nasıl Çalışır?
Evrim, bir canlı popülasyonunun genetik kompozisyonunun rastgele mutasyonlar yoluyla zamanla değişmesi anlamına gelir. Genlerdeki mutasyonlar, göçler veya çeşitli türler arasında yatay gen aktarımları sonucu türün bireylerinde yeni veya değişmiş özelliklerin (varyasyonların) ortaya çıkması, evrim sürecini yürüten temel etmendir. Evrim, bu yollarla oluşan değişimlerin popülasyon genelinde daha sık veya daha nadir hale gelmesiyle işler.

Dünya'daki canlı türlerinden henüz sadece 2 milyondan biraz fazlası tanımlanabilmiş ve sınıflanabilmiştir. Bazı tahminlere göre henüz tanımlanmamış 10 ila 30 milyon canlı türü vardır. Bir milimetrenin binde birinden kısa bakterilerden, yerden yüksekliği 100 metreyi, ağırlığı binlerce tonu bulan sequoia servi ağaçlarına kadar dünyadaki canlı türleri, cüsse, biçim ve yaşayış biçimi açısından çok büyük farklılıklar gösterirler. Sıcak su kaynaklarında kaynama sıcaklığına yakın derecelerde yaşayan bakteriler olduğu gibi, Antarktika'daki buzullarda ya da tuz göllerinde -23 °C'ye varan sıcaklıklarda yaşayan algler ve mantarlar vardır. Aynı şekilde karanlık okyanus tabanlarındaki hidrotermal çatlakların kenarlarında yaşayan devasa boru kurtçukları olduğu gibi, Everest Dağı'nın yamaçlarında, 6 bin metre yükseklikte yaşayan hezaren çiçekleri ve örümcekler vardır.

Bize Etkisi Nedir?
Evrim, biyoloji biliminin yanı sıra koruma biyolojisi, gelişim biyolojisi, ekoloji, fizyoloji, paleontoloji ve tıp gibi bilim dallarınca da başvurulan ve öğretilen bir bilimdir. Bunun yanında tarım, antropoloji, felsefe ve psikoloji gibi bazı alanları da etkilemiştir. Evrimsel biyologlar evrimin bir olgu olduğunu gösteren verileri belgelerler, nedenlerini açıklayan kuramları test ederler ve geliştirirler. Bu anlamda evrim ve evrimsel süreçlerin araştırılması evrimsel biyolojinin konusudur. Evrimsel biyoloji bilimi, yaşam tarihini, onun bütünlüğüne ve çeşitliliğine yol açan evrimsel süreçler ile mekanizmaları araştırarak yukarıda sayılan disiplinlerin yanında moleküler biyoloji, davranış ve biyocoğrafya alanlarında da yapılan çalışmalara ve bu konudaki olgu ve fenomenlere ışık tutar. Böylece tarihsel verilere ve adaptasyonlara dayalı açıklamalarla bu disiplinlerdeki biyolojik mekanizmalara dair yapılan çalışmaları tamamlayarak bütünleyici bir rol oynar. Biyolojik bilimler genelinde evrimsel bakış açısı, gözlemler düzenleme ve yorumlama ve tahminler yapmak için genellikle vazgeçilmez ve yararlı bir çerçeve sağlar. ABD Ulusal Bilimler Akademisi raporunda da (1991) vurgulandığı gibi biyolojik evrim; "modern biyolojinin en önemli anlayışı, canlıların temel yönlerini anlamak için önemli bir kavram" olarak nitelendirilir.

Bilimsel Açıdan Değerlendirilmesi?
Evrim kuramının kalbinde yatan temel fikir, yaşamın milyarlarca yıldır var olduğu ve zaman içinde değişime uğradığıdır.
Kanıtların ezici çoğunluğu bu gerçeği destekler. Bilim insanları evrimin detayları hakkında tartışmaya devam ediyorlar, ancak "Yeryüzündeki yaşam uzun bir geçmişe sahip midir?" sorusunun cevabı en azından iki yüz yıldır "evet" olarak yanıtlanıyor.
Canlılığın tarihi, yaşam öykümüzü bir zaman çizelgesi içerisinde anlatacak şekilde birçok kanıt grubu halinde belgelenmiştir. Bu bölümde dünya üzerindeki yaşamın öyküsünü ortaya dökmek için kullanılan kanıt gruplarını keşfedeceğiz, bundan önce kısaca bilimsel statüsünden bahsetmek istiyorum:
Modern bilimde kuram, tutarlı bir bütün oluşturan gerçekler ve açıklamalardır. Modern fiziğin temel taşlarından olan Görelilik ve Kuantum kuramları, şu an üzerinde deliller toplanan, yeteri kadar test edilip güven verdiklerinde kanun konumuna yükselecek hipotezler değillerdir. Evrim kuramı da aynı statüye sahiptir. Biyolojideki birçok veriyi birleştirip anlaşılır kılar; henüz kanıtlanmamış, test aşamasında olan bir "tahmin" değildir.

Evrim kuramı, insanlığın kökenine ilişkin sonuçları nedeniyle ortaya atıldığından bu yana sosyal ve politik alanda en çok tartışılan bilimsel kuramdır. Bunun sonucunda, kuramın bilimsel algılanışı ile popüler algılanışı oldukça farklı olagelmiştir.

Evrim kuramı, üç hususta açıklamalar getirir:

1-     Evrimin olgusu (İng: fact of evolution) - canlı organizmaların ortak atalardan geldikleri ve birbirleri ile akraba oldukları bilgisi.
2-     Evrimsel tarih - Türlerin birbirlerinden tam olarak ne zaman ayrıldıkları ve bu ayrımların detayları.
3-     Evrimi gerçekleştiren mekanizma ve süreçler.

Bu basamaklardan birincisi olan evrimin olgusu, evrimin temel taşı ve son derece kesinlik arzeden bilgilere sahip olunan kısmıdır. Bu hususta Darwin'in topladığı birçok delilin üzerine yüzyıllardır birçok farklı biyoloji dalı tarafından toplanan deliller eklenmiştir. Günümüzde organizmaların evrimsel kökenlerine dair sahip olunan bilgiler, dünyanın yuvarlaklığı, gezegenlerin hareketleri ya da maddenin moleküler yapısı kadar "kesinlik arzeden" bilimsel çıkarımlardır. Burada kastedilen kesinlik, şüphe götürmez bir gerçekliği ifade etmektedir. Diğer iki husustaki bilimsel çalışmalar ise aralıksız devam etmekte, her geçen gün yeni bir sonuca ulaşılmaktadır. Örneğin şempanze ve gorilin insana olan yakınlığının, babun veya diğer maymunlara olan yakınlıklarından daha fazla olduğu bugün kesin olarak bilinmektedir.

Evrim kuramının bilimsel statüsü, eğitim, din, felsefe, bilim ve politika bağlamında sıkça gündeme getirilmektedir. Bu konu daha çok Amerika Birleşik Devletleri'nde Hıristiyan cemaat ve lobilerin öncülüğünde gündeme gelmektedir. Fakat diğer ülkelerde, eğitim ve politikaya uzanmaya çalışan yaratılışçı görüşlerin savunucuları tarafından da gündeme getirilmektedir. Evrim kuramını destekleyen reddedilemez kanıtlar ve neredeyse mutlak denebilecek derecede bir bilimsel konsensüse sahiptir. Yaratılışçı çevreler Amerika Birleşik Devletleri'nde, toplumdan büyük oranda destek görmediği iddiası ile Evrim Kuramı'nın okullarda bilim derslerinde okutulmasına karşı çıkmaktadır. Bu konuda Amerika'da yüzbinlerce bilim insanını temsil eden bilimsel meslek kurumları ve onun yanında 72 Nobel ödülü sahibi bilim insanı Evrim Kuramı'nı destekleyen bildiriler yayınlamıştır. Buna ek olarak açılan davalarda evrim kuramının bilimsel olduğu kabul görmüş bir teori olarak kabul edilmiş ve okullarda okutulmasının devamına karar verilmiştir.

Bilimsel camianın büyük bölümü, biyoloji, paleontoloji, antropoloji ve diğer disiplinlerdeki görüngüleri açıklayan yegane kuramın Evrim Kuramı olduğunda hemfikirdir. 1987 de yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre Amerika'daki doğa bilimleri alanında çalışan 500,000 bilim insanından yaklaşık %99.85'lik bir bölümünün evrim teorisini desteklediği ortaya konulmuştur. Evrim-yaratılış tartışmalarında uzman konumunda olan Brian Alters, doğa bilimleri alanlarında çalışan tüm bilim insanlarının %99.9'unun Evrim Kuramı'nı desteklediğini belirtmiştir. Benzer şekilde, dünyanın değişik ülkelerindeki bilimsel çevreler defalarca Evrim Kuramı'nın bilimsel olduğuna ilişkin bildiriler yayınlamıştır. 1987 yılında Amerika'daki bilim insanları arasında yapılan bir araştırma, 480.000 bilim insanından sadece 700 bilim insanının yaratılışçı ve benzeri açıklamalara itibar ettiğini ya da Evrim Kuramı'na karşı şüphe duyduğunu göstermiştir. Ve bu 700 (%0.158) bilim insanından sadece küçük bir bölümü doğa bilimleri alanında akademik çalışma yapmaktadır. Son yıllarda yapılan benzeri karşılaştırmalar, Evrim Kuramı'nı bütünü ile reddeden ya da ona karşı şüphe duyan bilim insanlarının oranının yaklaşık olarak %0.054 civarında olduğunu göstermiştir. Karşı çıkanların %0.054 kısmında %75.1'i biyoloji dışındaki bilim dallarında çalışmaktadır.

Son yıllarda genetik biliminin gelişmesi ile kuş embriyoları üzerinde çalışan bilim insanları bazı kapalı genleri açarak kuş embriyolarında kuşların evrimsel atası olan dinozor embriyolarındakine benzer görüntülere (diş, pul, boyun ve kuyruk yapısı) ulaşmışlar. Avustralya'daki diğer bilim insanları ise değişik canlılar üzerinde evrimin hızını (yüz bin yılda gerçekleşen genetik mutasyon oranı) ölçmeyi başarmışlardır.
Bu kanıt grupları şunları içerir:
  1-    Fosil Kanıtları
Fosil kayıtları geçmişin fotoğraflarıdır. Birleştirildiklerinde 4 milyar yıllık evrimsel değişimin bir panoramasını sunarlar. Bu panoramanın bazı kısımları kararmış ya da kaybolmuş olabilir ancak fosil kanıtı açık bir şekilde göstermektedir ki yaşam oldukça eski tarihlerden beri varolagelmiştir ve zaman içerisinde değişmiştir.

Erken Fosil Keşifleri

17. yüzyılda Danimarkalı bilim insanı Nicholas Steno, köpekbalığı dişleri ile dil taşları adı verilen kayalar arasındaki benzerliğe dikkat çekerek bilim dünyasını sarstı. Bu, fosillerin geçmişin kayıtları olduğunu anladığımız ilk andı.

İki yüzyıl sonra Mary Ann Mantell rasgele bir diş buldu ve bunu eşine gösterdi. Eşi Gideon Mantell ilk bakışta elindekinin büyük bir iguana olduğunu düşündü, ancak daha sonra bunun İguanodon adı verilen bir dinozorun dişi olduğu anlaşıldı. Bu keşif bize, fosillerini bulduğumuz canlıların pek çoğunun artık dünyada var olmadığı mesajını güçlü bir biçimde veriyor.

Fosillerden elde edilen diğer ipuçları

Bugün fosilleri doğal karşılıyor olabiliriz, ancak onlardan yeni şeyler öğrenmeye devam ediyoruz. Her yeni fosil bize canlı yaşamın tarihini daha iyi anlamamızı sağlayan yeni ipuçları veriyor ve evrimsel öykümüz konusundaki soruları yanıtlamamıza yardımcı oluyor. Aşağıdaki örneklerde olduğu gibi:

Etkileşim Belirtileri

Sağdaki resimde görülen ammonit fosilinde, bazı bilim insanlarınca mosasaura, yani ammonitle aynı dönemde yaşamış bir çeşit avcı deniz sürüngenine, ait ısırık izleri olarak yorumlanan delikler görülüyor. Ammonitteki hasar mosasaurun çene ve diş yapısının tipine ve gücüne uygunluk gösteriyor. Bazı bilim insanları ise bu hasarın sebebinin mosasaura yapışan limpetler (yani deniz salyangozları) olabileceğini düşünüyor. Araştırmacılar bu hipotezlerin doğruluğunu değerlendirmek amacıyla ammonit fosillerini inceledikleri gibi limpet fosillerini ve limpetlerin davranışlarını da inceliyorlar.

Hücresel düzeyde ipuçları

Fosiller kadim hayvanların büyüme örüntüleri ile ilgili bilgiler de verir. Yandaki resimde henüz erginliğe erişmemiş perde ayaklı bir dinozor olan Maiasaura’nın uyluk kemiğinin kesiti görülüyor. Beyaz boşluklar bize kemik boyunca uzanan birçok kan damarı olduğunu gösteriyor, buradan da anlıyoruz ki bu kemik hızlı büyüyen bir kemik. Resmin ortasındaki siyah dalgalı yatay hat ise bir büyüme çizgisi, bu çizgi de bize hayvanın büyümesindeki mevsimsel bir duraklamayı gösteriyor.

  2-    Kökendeşlikler

Evrim kuramı ortak atalardan türemiş akraba canlıların benzerlikler taşıması gerektiğini öngörür. Akrabalığa bağlı benzer karakterlere kökendeşlik denir. Kökendeşlikler değişik canlıların anatomileri karşılaştırılarak, hücresel benzerlikler ve farklılıklar gözlenerek, embriyolojik gelişimler değerlendirilerek ve körelmiş yapılara bakılarak ortaya çıkarılabilir.

Hepsinin birbirinden farklı şekilleri ve görevleri olmasına rağmen, yapraklar ortak atadan türemiş kökendeş yapılardır. İbrik bitkisi ile Venüs böcekkapanı, yapraklarını böcekleri tuzağa düşürmek ve sindirmek için kullanırlar. Atatürk çiçeğinin parlak kırmızı yaprakları taç yapraklarına benzer. Kaktüsün yaprakları ise küçük dikenlere dönüşerek su kaybını azaltır ve bitkiyi otçul hayvanlardan korur.

Kökendeşliğin bir başka örneği ise dörtayaklıların (bacaklı omurgalılar) ön üyeleridir (kollar, kanatlar vs...).

Kurbağalar, kuşlar, tavşanlar ve kertenkeleler gibi tüm dörtayaklılar yaşam biçimlerine uygun farklı ön üyelere sahiptir. Ancak bu farklı ön üyelerin hepsi ortak bir kemik grubuna sahiptir: humerus (ön kol ile omuz ekleminin arasındaki uzun kol kemiği), radius (ön kol kemiği) ve ulna (ön kolun iç tarafındaki uzun kemik). Bu kemikler nesli tükenmiş ortak ataları olan Eusthenopteron fosillerindeki kemiklerin aynısıdır.

  3-     Zamanda ve Mekânda Dağılım
Yerküre üzerindeki yaşamın tarihini anlayabilmek için zamanın uzunluğunu ve mekânın genişliğini iyi kavramamız gerekir. Bu olayların gerçekleştiği sürenin bir insan ömrüyle karşılaştırılamayacak derecede büyük olduğunu ve mekânın dünya üzerindeki tüm deniz ve kara yüzeylerini kapsadığını mutlaka aklımızda tutmalıyız. Hem göreli ve mutlak zaman sıralamasını belirlemek hem de zaman içindeki coğrafi değişimleri anlamak, yerküredeki canlı yaşamın tarihine bir film şeridine bakar gibi bakabilmek için olmazsa olmazdır.

  4-     Örnek Yoluyla Kanıt
Yaşamın tarihi geçmişte yatar. Bununla birlikte günümüzde yaşayan canlıları inceleyerek zaman içerisinde neler olduğunu anlayabilmemize olanak veren pek çok yöntem de vardır. Tarımda ya da laboratuvarlarda uygulanan yapay seçilim, doğal seçilimi anlayabilmemiz açısından bir model oluşturur. Canlıların ekosistem içindeki etkileşimlerini incelemek popülasyonların zaman içerisinde nasıl uyarlandığını anlamamıza yardımcı olur. Deneyler, seçilimi ve uyarlanmayı gösterir ve bu sayede biz ortak ataya bağlı sınıflandırmalarda iç içe geçmiş hiyerarşileri görebiliriz.

Evrimi ya da aksinin örnekleri?
Evet, sonuç olarak artık evrim bir bilimsel olgudur. Bu kısımda bazı sıkça sorulan sorular ve cevaplarını vereceğim. Bunun dışında sizlere yakın zamanlarda gerçekleşmiş 1 tane ispatlanmış evrim örneği vereceğim: Filler. Fillerin günümüzde sayısı az olduğu için yapılan bir araştırmada 1850’li yıllarda bir mutasyon olduğu ortaya çıkarıldı. Bu mutasyona sahip fil ve çocuklarının dişleri yoktu(evrimin 1. Basamağı, mutasyon), sonrasında geçen yüzyıl boyunca bildiğiniz üzere vahşice avlandılar. Fildişi çok değerli olduğu için sürekli avlanırlarken mutasyona sahip filler dişsiz oldukları için yaşamaya devam edebiliyorlardı (2. Basamak, doğal seleksiyon). Sonrasında ezici üstünlükleri (dişsiz fillerin) eski fillerin yerlerini aldılar. Bu kabul görmüş en yakın ispatlı evrimleşmedir bu güne kadar olmuş. Normalde evrim bu kadar hızlı işlememesine rağmen biz insanların onları avlaması onların bu milyon yıllık evrimlerini 80 yıla sığdırdı.(Bk. Filleri avlama yasağı)
Bazı sıkça sorulan sorular ve cevapları:
1-     "Evrim hayatın kökenlerine ilişkin bir kuramdır."

Yanıt:

Evrim kuramı daha çok hayatın başladıktan sonra nasıl değiştiğine eğilir. Bilim, hayatın nasıl başladığını araştırmaya çalışıyor (örneğin, organik moleküllerin biriktiği derin bir deniz ağzında mı başlamıştır, v.s) ancak bu konular evrim kuramının odaklandığı temel konu değildir. Yaşamın nasıl başladığına bakmaksızın, yaşam bir kere başladıktan sonra nasıl dallandı ve çeşitlendi, evrimin temel çalışmaları bu süreçler üzerindedir.
2-     "Evrim bir merdivene tırmanmak gibidir; canlılar her zaman daha iyiye doğru gider."

Yanıt:

Doğal seçilimin belirli durumlara uymayan bireyleri ayıkladığı doğrudur ama evrim açsından “yeterince iyi”, yeterince iyidir. Hiç bir canlının mükemmel olması gerekmez. Örneğin pek çok sınıf (bazı yosunlar, tek hücreliler, mantarlar, köpekbalıkları, opossum ve kerevitler gibi) büyük bir zaman dilimi içinde pek az değişmiştir. İlerleyiş merdiveninde tırmanmamaktadırlar. Hayatta kalmak ve üremek için seçilim değerleri yeterince yüksektir ve varlıklarını sürdürmek için tek ihtiyaç duydukları şey de budur. Diğer bazı sınıflar ise çok büyük oranda değişmiş ve çeşitlenmişlerdir. Fakat bu ‘daha iyiye’ gittikleri anlamına gelmez. Ne de olsa iklim değişmekte, nehirler yön değiştirmekte ve yeni rakipler yaşama alanlarını işgal etmektedir ve bir milyon yıl önce ‘daha iyi’ olan şimdi ‘daha iyi’ olmayabilir. Bir ortamda ‘daha iyi’ olan şey, bir başka ortamda o kadar iyi olmayabilir. Seçilim değeri çevreye bağlıdır, ilerlemeye değil.

3-     "Evrim bir ‘teoriden ibarettir’."

Yanıt:

Bilimsel teoriler (yani kuramlar), geçerli çıkarımlara olanak tanıyan ve pek çok şekilde test edilmiş, kanıtlar dizisine dayanan açıklamalardır. Bunun tersine, ‘teori’nin popüler bir tanımı daha vardır ki bu da bir ‘tahmin’ veya ‘altıncı his’tir. Bu kafa karıştırıcı tanımlar evrim hakkında genellikle gereksiz bir anlam karmaşasına neden olur.

4-     "Evrim kriz halindeki bir teoridir ve bilim insanlarının güvenini kaybederek yıkılmaya başlamıştır."

Yanıt:

Bilim insanları evrimin (değişerek türemenin) olup olmadığını tartışmaz, nasıl olduğunu tartışır. Sürecin ve mekanizmanın ayrıntıları hararetle tartışılır. Evrim karşıtları, belki de evrimin nasıl oluştuğu hakkındaki tartışmaları, olup olmadığı tartışmalarıyla karşıştırıyorlar. Evrim derin bir bilimdir, bilim insanlarınca ve dünya çapındaki akademisyenlerce de böyle değerlendirilir.

5-     "Fosil kayıtlarındaki boşluklar evrimi haksız çıkarmaktadır."

Yanıt:

Bazı geçiş fosillerinin saklanarak bugüne kalmamış olması, evrimi haksız çıkarmaz. Evrimsel biyologlar bütün geçiş formlarının bulunmasını beklemez ve bir çok türden geriye hiç fosil kalmadığını farketmişlerdir. Pek çok canlı (mesela sadece yumuşak dokulara sahip oldukları için vs) iyi bir şekilde fosilleşmez ve iyi fosil oluşması için gereken çevre koşulları pek de yaygın değildir. Bu nedenle, bilim aslında çok sayıda evrimsel değişim için kayıtlarda boşluklar olacağını hesaba katmaktadır. Buna rağmen, bilim insanları çok sayıda geçiş fosili bulmuşlardır. Örneğin günümüz kuşlarıyla onları atası olan teropod dinozorları ile balinalarla ataları kara memelileri arasındaki geçiş canlılarının fosilleri bulunmuştur.

6-     "Evrim kuramı eksiktir ve şu anda yaşamın tam bir açıklamasını yapamamaktadır."

Yanıt:

Evrimsel bilim, devam eden bir çalışmadır. Yeni keşifler yapılır ve gerektikçe açıklamalar eklenir. Ve bu anlamda, evrim tıpkı diğer bilimler gibidir. Araştırmalar, bilgimize yeni veriler ekler. Evrim hakkında (ya da herhangi bir bilimsel disiplin hakkında da) herşeyi bilmememize karşın yaşamın tarihi, zaman içindeki soy bölünmesinin dokusu ve bu değişimlere yol açan mekanizmalar hakkında pek çok şey biliyoruz. Ve gelecekte çok daha fazla şey öğreneceğiz. Bugüne kadar, evrim; yaşamın çeşitliliği için tek destekli açıklamadır.

7-     "Evrim bilim değildir, çünkü gözlenemez ve test edilemez."

Yanıt:

Evrim gözlenebilir ve test edilebilir. Buradaki yanlış kanı, bilimin laboratuvarlarda beyaz önlüklü insanlarca yürütülen kontrollü deneylerle sınırlı olduğudur. Aslında, bilimin çoğu alanındaki buluşlar, gerçek dünyadan toplanan kanıtlardan ve bunların nasıl işlediğinin anlaşılmasından çıkmıştır. Gökbilimciler yıldızları ellerinde tutamaz ve yerbilimciler zamanda yolculuk yapamaz ama her iki durumda da bilim insanları, farklı kanıt dizilerinin yardımıyla bolca bilgi edinebilir ve kendi çalışma alanlarında geçerli ve yararlı çıkarımlarda bulunabilirler. Aynısı, Dünyadaki yaşamın evrimsel tarihinin incelenmesi için de geçerlidir. İşin doğrusu, evrimin pek çok mekanizması, daha aşina bilimlerde olduğu gibi doğrudan deneylerle incelenmektedir.



Unutmayın ki şu an akıl almaz hızlarla oldukça küçük bir gezegenin üstünde, bir galaksinin ücra ucunda uzay—zaman boyutunda geziniyoruz. Büyük hayal edin ve daha da büyük düşünün, 13.8 milyar yıldır var olan bir evrende 4.5 milyar yaşında ki bir genç gezegendeyiz, çoğumuzun tüm hayalleri, sevdikleri, özledikleri, her şeyleri sadece bu anlamsız (evrenin boyutuna göre) bir nokta üzerinde. Büyümekte olan uzay-zaman evreninde yıldızınız her zaman parlak ve barış dolu olsun. Bir sonrakine kadar hoşçakalın.
Bize yorumlarını, eleştirilerinizi ulaştırın: asriilim@gmail.com
Bizi takip edin ve destek olun: fb.com/asriilim

Evrim konusunun hassaslığından dolayı aşağıdaki gösterdiğim kaynakları kendim okuyup, gözden geçirdim. Yukarıda ki yazdığım yazıların hiçbirisi yeterli kaynak, destek ve kanıt bulmadan yazmadım. Ana kaynakların dışında ki tüm diğer kaynaklar için bana ulaşın lütfen.
Fillerin evrimi hakkında ileri okuma:
1.     Journal of Zoology
3.     BBC
4.     Earth Story
5.     Elephant Aid
6.     EHow
7.     SciBlogs
8.     Elephant Database

Ana Kaynaklar:
  1. ^ a b c d e f g h i j k l m "evolution." Encyclopædia Britannica. Encyclopædia Britannica Online.Encyclopædia Britannica Inc. 2011
  2. ^ Understanding Evolution: Mutations URL Erişim Tarihi: Ekim 2011
  3. ^ a b c Futuyma, Douglas J. (2005). Evolution. Sunderland, Massachusetts: Sinauer Associates, Inc.ISBN 0-87893-187-2.
  4. ^ Evrimi Anlamak
  5. ^ Practical uses of evolution talkorigins.org. Erişim: 9 Kasım 2011. Arşiv: <http://www.webcitation.org/634aPyHba>
  6. ^ a b c d Relevance of evolutionary biology to the national research agenda.(present and      future importance of evolutionary biology), BioScience | November 1, 1999, Prepared by delegates representing the following scientific societies,
    • American Society of Naturalists
    • Animal Behavior Society
    • Ecological Society of America
    • Genetics Society of America
    • Paleontological Society
    • Society for Molecular Biology and Evolution
    • Society of Systematic Biologists
    • Society for the Study of Evolution
Editorial Chair: Douglas J. FutuymaState University of New York -Stony Brook
  1. ^ "Nothing in biology makes sense, except in the light of evolution!"
  2. ^ The Early Superstitions of Medicine, The Popular Science Monthly, May 1872, Volume 1, pp95-100,
  3. ^ http://www.evrimianlamak.org/e/P1:evrim_tarihi_2_3
  4. ^ a b http://www.evrimteorisi.org/index.php?option=com_content&view=article&id=283&Itemid=108
  5. ^ http://www.evrimianlamak.org/e/P1:evrim_tarihi_2_4
  6. ^ http://www.evrimianlamak.org/e/P1:evrim_tarihi_2_5
  7. ^ Korotayev A., Malkov A., Khaltourina D. Introduction to Social Macrodynamics: Secular Cycles and Millennial Trends. Moscow: URSS, 2006. ISBN 5-484-00559-0
  8. ^ Prof.Dr.Ali Demirsoy "Yaşamın Temel Kuralları", Meteksan Yayınları, Ankara 1990. ISBN 97577460307
  9. ^ “1oo Prüfungsfragen Abitur Biologie” - Prof. Dr. Wilfried Probst, Bibliografisches İnstitut AG, Mannheim 2009
  10. ^ Evolution Mensch” - Rosemarie Benke-Bursian, Gondram Yayınları, Bindlach 2006
  11. ^ http://www.evrimianlamak.org/e/P1:evrim_tarihi_3_2
  12. ^ http://www.paleogenetics.com/evodevo.html
  13. ^ http://ac.els-cdn.com/S0960982206000649/1-s2.0-S0960982206000649-main.pdf?_tid=e44101ba1f5c7b708c4d43cfc27312f1&acdnat=1334307433_916a65d854a12df0e3ea650869633f59
  14. ^ http://teknoloji.milliyet.com.tr/evrimin-hizi-olculdu-/uzay/haberdetay/04.01.2010/1181635/default.htm
  15. ^ http://www.bilimvegelecek.com.tr/?goster=1433
  16. ^ ABD Nüfus İdaresi Resmi Sitesi, James isminin görülme sıklığı verileri (İngilizce)
  17. ^ ABD Nüfus İdaresi Resmi Sitesi, Steve isminin görülme sıklığı verileri (İngilizce)
  18. ^ Bull JJ, Wichman HA (2001). "Applied evolution". Annu Rev Ecol Syst 32 (1): 183–217.doi:10.1146/annurev.ecolsys.32.081501.114020.
  19. ^ Doebley JF, Gaut BS, Smith BD (2006). "The molecular genetics of crop domestication". Cell 127 (7): 1309–21.doi:10.1016/j.cell.2006.12.006PMID 17190597.
  20. ^ Jäckel C, Kast P, Hilvert D (2008). "Protein design by directed evolution". Annu Rev Biophys 37 (1): 153–73.doi:10.1146/annurev.biophys.37.032807.125832.PMID 18573077.
  21. ^ Maher B. (2009). "Evolution: Biology's next top model?". Nature 458 (7239): 695–8.doi:10.1038/458695aPMID 19360058.
  22. ^ Borowsky R (2008). "Restoring sight in blind cavefish".Curr. Biol. 18 (1): R23–4.doi:10.1016/j.cub.2007.11.023PMID 18177707.
  23. ^ Gross JB, Borowsky R, Tabin CJ (2009). Barsh, Gregory S.. ed. "A novel role for Mc1r in the parallel evolution of depigmentation in independent populations of the cavefish Astyanax mexicanus". PLoS Genet. 5(1): e1000326. doi:10.1371/journal.pgen.1000326.PMC =pmcentrez 2603666PMID 19119422.
  24. ^ Fraser AS (1958). "Monte Carlo analyses of genetic models". Nature 181 (4603): 208–9. Bibcode1958Natur.181..208Fdoi:10.1038/181208a0.PMID 13504138.
  25. ^ Rechenberg, Ingo (1973) (in German).Evolutionsstrategie – Optimierung technischer Systeme nach Prinzipien der biologischen Evolution (PhD thesis). Fromman-Holzboog.

0 yorum(lar):